Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri)

07.01.2016
154
Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri)

Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri)

Rahim ağzı (serviks) kanseri önceki dönemlerde kanserin neden olduğu ölümlerin başında gelmekteydi. Ancak gelişen teknoloji ve yapılan araştırmalar ışığında rahim ağzı kanseri tanısı ve tedavisi oldukça kolaylaşmıştır.

Rahim Ağzı Kanseri Nedir?

Serviks kanseri olarak da bilinen rahim ağzı kanseri rahmin alt bölgesinde meydana gelen bir kanser çeşididir. Rahim ağzı denilen bölge, rahmin vajinayla birleştiği kısımdır. Bu kısım normal doğum sırasında genişleyen bir bölgedir.

Rahim ağzı kanserinin ölüm riskinin yüksek olduğu bilinmektedir. Ancak eğer hastaya erken teşhis koyulmuşsa bu kanserden kurtulma şansı oldukça yüksektir. Bu başarı oranı ortalama yüzde 92 gibi yüksek bir değerdir. Rahim ağzı kanserinin erken teşhis edilmesi Pap Smear testi ile mümkün olmaktadır.

Rahim Ağzı Kanseri Tanısı Nasıl Konur?

Rahim ağzı kanserine neden olan ve en sık görülen virüs Human Papilloma Virüsü (HPV) olarak bilinmektedir. Bu virüsün enfeksiyonu sonucunda rahim ağzı kanseri ortaya çıkmaktadır. HPV virüsü özellikle cinsel yolla bulaşan bir virüstür. Rahim ağzı kanseri riskini düşürmek için HPV ve Pap Smear testlerini uygulatmak gerekmektedir. Pap Smear testinde rahim ağzındaki hücrelerden örnek alınarak patolojiye gönderilir. Bu sayede rahim ağzında herhangi bir hastalık ya da kanser olup olmadığı ortaya çıkar. Eğer Pap Smear testinin sonuçları anormal bir durum olduğunu gösteriyorsa bu durumda serviks biyopsisi gerekli olacaktır. Daha önce Pap Smear testi yaptırmayan kadınların çoğundan serviks kanserine rastlanılmıştır.

Rahim ağzı kanserinin 2 çeşidi bulunmaktadır. Bu 2 ana tip aşağıdaki gibidir;

  • Skuamoz hücreli karsinom: Rahim ağzının dış yüzeyinde yer alan epitelyum hücrelerinden kaynaklanmaktadır. Bu epitelyum hücreleri skuamöz hücreli olarak görülürler.
  • Adenokarsinom: Rahim ağzının üst kısımlarında sınırlandırılmış olan glandüler hücrelerden kaynaklanır. Bu durumun periyodik tarama yöntemleri esnasında ortaya çıkması daha zor olduğundan teşhisi güçtür.

Rahim Ağzı Kanserinin Risk Faktörleri Nelerdir?

Bazı kadınlarda rahim ağzı kanserinin gelişme ihtimali daha yüksek görülmektedir. Buna neden olan risk faktörleri aşağıda sıralandığı gibidir;

  • HPV aşısı yaptırmamış kadınlar,
  • HPV teşhisi konulmuş kadınlar,
  • Periyodik olarak Pap Smear testi yaptırmayan kadınlar,
  • Pap Smear testinin sonucunda anormal durum saptanan kadınlar,
  • Servikal hücre değişikliği tanısı koyulan kadınlar,
  • Daha önceden rahim ağzı kanseri öyküsü olan kadınlar,
  • Birden fazla kişiyle aktif cinsel ilişkide bulunan kadınlar,
  • İlk cinsel deneyimini çok erken yaşta yaşamış olan kadınlar,
  • Bağışıklık sistemini zayıflatan herhangi bir hastalığa sahip olan kadınlar,
  • Sigara kullanan kadınlar olarak değerlendirilmiştir.

Rahim Ağzı Kanserinin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Rahim ağzı kanseri tedavisi için öncelikle kanserin içerisinde bulunduğu evre değerlendirilmektedir. Erken dönemde teşhis edilen rahim ağzı kanserinin tedavisi daha geç dönemde teşhis edilen rahim ağzı kanserine göre daha kolay olmaktadır. Tedavi yöntemi olarak cerrahi işlem uygulanır. Bu cerrahi işlem laparoskopik yöntemle, klasik açık ameliyat yöntemiyle ya da robotik cerrahi yöntemiyle uygulanabilmektedir. Bu alternatifler rahim ağzı kanserinin boyutuna ve kişinin anatomik yapısına göre değerlendirilmektedir. Rahim üzerinde uygulanan herhangi bir cerrahi operasyon ileride gebelik oluşmasını engelleyebilecek bir durum olabilir. Bu nedenle gebelik konusunun uzman doktorla detaylı şekilde konuşarak doğru bir karara varılması gerekmektedir.

Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Rahim ağzı kanserinin ilk dönemlerinde neredeyse belirti olmaz. Bu kanserin teşhisinde en erken veri, rutin olarak yapılan jinekolojik muayene sonrasında uygulanan Pap Smear testi sonucuna göre elde edilmektedir. Rahim ağzı kanseri başladıktan sonra gelişmeye devam eder ve bu süre içerisinde birtakım belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler aşağıdaki gibidir;

  • Sürekli olan, pembe, sulu ve soluk renkli vajinal akıntı,
  • Adet arasında görülen kanama,
  • Cinsel ilişkiden sonra meydana gelen kanama,
  • Sırt ve bacak ağrıları,
  • Yorgunluk ve bitkinlik,
  • İştah kaybı,
  • Pelvik ağrılar,
  • Kilo kaybı gibi belirtiler meydana gelmektedir.
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.